MERSİN İZ HABER
Mersin Büyükşehir Belediyesi ile Tarsus’a Değer Katanlar Kurulu’nun (TADEKA) katkılarıyla, Çukurova Çağdaş Sanat Kültür ve Eğitim Vakfı tarafından düzenlenen ve ‘Yapabiliriz!’ sloganıyla gerçekleştirilen ‘1. Uluslararası Akdeniz Bienali’nin açılışı yapıldı.
Bienal, Boğaziçi Üniversitesi Gözlükule Kazı Araştırma Merkezi'ndeki eserlerin izlenmesi programı ile başladı. Ardından, ana açılış programı ve performans gösterime geçildi.
Gerçekleştirilen açılış programına Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Tarsus Kaymakamı Kadir Sertel Otcu, Tarsus Belediye Başkan Yardımcısı Nihat Çapar, Meclis üyeleri, TADEKA üyeleri, küratörler, Büyükşehir Belediyesi bürokratları ile sanatseverler katılım sağladı. Açılış programı Güney Koreli performans manatçısı Kim Youngmoon'un performansı ile başladı ve ardından protokol konuşmalarına geçildi. Konuşmasına “Tarsuslu olmaktan gurur duyuyorum” diyerek başlayan Başkan Seçer, Akdeniz Bienali’nin ilk kez yapılıyor olmasını önemsediğini söyledi. Tarsus’un Akdeniz hinterlantının en kadim kentlerinden birisi olduğuna dikkat çeken Seçer, Türkiye’de bienal yapan ikinci şehir olmanın çok önemli olduğundan söz etti. Mersin’in Kaledran'dan Yenice’ye kadar birçok tarihi mekanı barındıran, birçok medeniyete, imparatorluklara ev sahipliği yapmış kadim bir coğrafya olduğunu belirten Seçer, bölgenin bu özelliklerinin yanı sıra insana değer katan birçok alimi, insanı ve devlet adamını da ağırlamış bir coğrafya olduğunu söyledi. Tarsus’un adının dünya, felsefe, dinler, imparatorluklar ve medeniyetler tarihinde olmasının bir realite olduğunu söyleyen Seçer, “Tarsus büyük bir değer ya da Çukurova. Ben şehrimin Türkiye'de ve dünyada tanıtılması ile dertleniyorum. Yeteri kadar bilinmiyor. İşte bu çalışmalar ona bir değer katıyor. Bizler yönetici olarak buna bir başımıza yeterli değiliz. Hani deriz ya demokrasilerin temel öğelerinden bir tanesi sivil toplumdur. Şimdi bir vakıf eliyle bu yapılıyor” dedi.
Birkaç yıl öncesinde bu duruma ilişkin hamle yaparak Mersin’e Değer Katanlar Kurulu’nu (MEDEKA) kurduklarını ancak Tarsus’u ayrı görerek Tarsus’a Değer katanlar Kurulu’nu (TADEKA) kurduklarını dile getiren Seçer, “TADEKA’nın içerik, içerisindeki insanlar, uğraş alanları itibariyle çok değerli bir oluşum olduğunu söylemek istiyorum. Hep şunu söyleriz: bir kentte kente sahip çıkılması lazım, kente sahip çıkacak olanlarda muktedir olanlardır. İktidar sahibi olanlar, ekonomik olarak muktedir olanlar. Her şey ekonomik olarak muktedirlikten de geçmiyor. Birikim, liyakat, eğitim ve deneyim olarak da muktedir olmak gerekir” diye konuştu.
1. Uluslararası Akdeniz Bienali’nin çok değerli bir çalışma olduğunu ve desteklemekten dolayı mutlu olduğunu da belirten Seçer, "Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Bizim görevimiz sizin bize aktardığınız kaynakları en iyi, en doğru, en rasyonel şekilde kullanmak. Bence kentlerimizin tanıtımı için ayrılacak her kaynak önemlidir, değerlidir. Çünkü kentler tanındıkça dünyada değeri artar. Doğduğum şehirde olduğum ve bu havayı teneffüs ettiğim için çok mutlu oldum” ifadelerini kullandı.
Tarsus’un çok özel ve çok güzel bir yer olduğunu dile getiren Tarsus Kaymakamı Kadir Sertel Otcu, “Tarsus, bienal için dünya üzerinde seçilecek birçok şehir arasında belki de en önemlisi. Çünkü şu anda Tarsus tarihi eserleriyle ve kadim şehir ruhuyla, yılların ötesinden gelen insanların ruhaniyetiyle gerçekten özel bir yer. Eminim buraya gelen sanatçılarımız bizlerden çok daha iyi bu ruhu, şehirdeki yaşanmışlıkları görüyorlar. Bu yaptıkları, yapacakları da eserlerine yansıyacaktır” ifadelerinde bulundu.
1.Uluslararası Akdeniz Bienali küratörlerinden Prof. Dr. Tansel Türkdoğan ise bienalin Tarsus’un bulunduğu seviyeyi oldukça yukarı çekecek nitelikte büyük bir proje olduğunu belirterek şöyle dedi:
“Tarsus bence bunu hak ediyor. Sadece şu etrafta gördüğünüz taş binaları bile görmek bizim için çok heyecan verici. Ben ilk gördüğüm anda zaten bunu hayal etmeye başlamıştım. İnsanın bir şeyler yapabilmesi için rüyalarının olması lazım, rüya olmadan olmuyor. Bienal’e Türkiye’nin değişik illerinden 15 sanatçının yanı sıra İngiltere ve Güney Kore’den de sanatçılar davet edildi.İleriki yıllarda projemiz daha da büyüyecek. Çünkü bienalin adının Akdeniz olması, Akdeniz havzasındaki bütün değerli ülkelerden birer sanatçı ile katılım sağlayarak uluslararası niteliğini daha da büyütmek oluyor karşımıza geliyor. Bu tür bir bienal projesinin içine girmek bizim içinde, bulunduğumuz şehir içinde çok çok değerli. Bienal’de ağırlıklı olarak günümüz paradigmasına ilişkin örnekler göreceksiniz. Bizim bienalimiz tabi ki güncel pratiklerle dolu. O yüzden enteresan örneklerle karşılaşacağınızı şimdiden söyleyebilirim."
Bienal, ana sergi mekanlarında bienalin ana temasını ve amaçlarını yansıtan ulusal ve uluslararası sanatçıların çalışmalarını bir araya getiriyor. Bunun yanında bienalin ana temasını farklı açılardan yansıtan paralel sergilerle farklı sanat disiplinlerini ve Akdeniz'in farklı bölgelerini de kapsıyor. Ayrıca eğitim çalışmaları aracılığıyla ve atölye Akdeniz'in kültürel mirasını ve geleceğini keşfetmek isteyenlere fırsatlar sunarken, performanslar ve etkinlikler aracılığıyla Akdeniz'in zengin kültürünü ve geleneklerini yansıtmayı amaçlıyor. Böylece Uluslararası Akdeniz Bienali, bölgedeki sanatçıları, inisiyatifleri, sanat gruplarını ve güçlerini bir araya getirmeyi, aralarında düşünce, ideal, sanat ve kültür iletişimi kurmayı ve geliştirmeyi hedefliyor. Ayrıca, çağdaş sanat eserlerini ve etkinliklerini bölge bağlamında çağın yeni vizyoner bakış açısıyla ve ciddiyetle yeniden düzenleme, tüm Akdeniz Bölgesi'nin kültür kurumları ve etkinlikleriyle ilişkiler geliştirerek, bölgenin sanat ve kültür güçlerini bölgeye yayma ve çağdaş sanat eserlerinin olabildiğince yer alabileceği uluslararası bir müze koleksiyonu oluşturma hedefleri bulunuyor.