Attığım başlığın sadeliğinden de anlaşılacağı gibi, Mersin'in dünyaca ünlü ressamı Ahmet Yeşil yazdıktan sonra gerisi teferruattır. Ayrıca sanatının gerçekliği itibariyle anlatılmaz hissedilir.
Gelelim sadede; şair-yazar Celal Soycan'ın yazdığı Ahmet Yeşil kitabının tanıtım gününde sustu, sustu, sonunda konuştu ve noktayı koydu: "Mersin'imizin bir sanat müzesine ihtiyacı var. Maalesef kentimizde bir tek çağdaş sanat müzesi bulunmamaktadır"
Derya Grup tarafından düzenlenen ve Hüseyin Kış'ın da bizzat katıldığı söyleşi ve imza gününde Ahmet Yeşil, Eskişehir 'de "Odun Pazarı" örneğini vererek, tek başına kentin tanıtımı için yeterli olduğunu söyledi.
Celâl Soycan da yaptığı konuşmada, "Mersin'in Ahmet Yeşil'e çok şey borçlu olduğunu" söylerken, Ahmet Yeşil'in "sanatını esas alan" irdeleyen uzun bir yorum yaptı.
Moderatörlüğünü Fazıl Tütüner'in yaptığı söyleşi de akademisyen Veli Mert de, Ahmet Yeşil ile 1991 yılında Adana'da tanıştığını ve o günden buyana dostluklarının sürdüğünü söyledi. Ahmet Yeşil'in dostluğu ile Mersin'i sevdiğini ve salt bu nedenle kente yerleştiğini belirterek, kendisinin de katkıları olan ve 20 yıldır pandemi hariç süregelen Ahmet Yeşil Resim Yarışması'nın dünyada bir başka örneği bulunmadığına dikkat çekerek, bunun bir "dünya rekoru" olduğunu söyledi.
Söyleşinin sonunda Ahmet Yeşil, Celal Soycan'ın Sokak Kitapevi ve Derya Grup katkılarıyla hazırladığı "Sonsuza Kıvrılmak" kitabını imzaladılar