MERSİN İZ HABER
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) 2025 Yılı Ekim Ayı Olağan Meclis Toplantısı, TBB Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer başkanlığında gerçekleştirildi. Meclis Toplantısı’nda konuşan Başkan Seçer, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik krizden tutuklu bulunan belediye başkanları ve meclis üyelerine varana kadar, bölgede ve dünyada yaşanan gelişmelerin yanı sıra TBB’nin bu alanlardaki çalışma ve değerlendirmeleri hakkında meclis üyelerini bilgilendirdi.
“TBB; 2024’TEN BERİ DAHA ETKİN ÇALIŞMALAR İÇERİSİNDE OLDU”
TBB’nin önemli görevler üstlenmiş bir birlik olduğunun da altını çizen Seçer, bu görevleri yerine getirdiği takdirde de belediyelerin daha efektif, sürdürülebilir ve kaliteli hizmet etmesine muazzam katkılar sunacağından söz ederek, bu katkıların da daha iyi hizmetler yapıldığı için vatandaş memnuniyet oranını artırdığından bahsetti. Seçer, TBB’nin etkin çalışmasının önemine vurgu yaparak “TBB; 2024 yılından bu yana ilk Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu, ardından Başkan Vekilliği görevine gelen Sayın Zeydan Karalar ve ardından benim Başkan Vekilliği dönemimde de daha kurumsal bir hüviyetle, bilimin ışığında ve çağdaş normlara dayalı, günü kurtarmak ya da şekil şartını yerine getirmek için değil, olması gereken etkin çalışmaları yapma gayreti içerisinde oldu. Bu durum dün de böyle, bugün de böyle, yarın da böyle devam edecek” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DE 2018’DEN İTİBAREN BELEDİYE BAŞKANLIĞI FARKLI BİR HÜVİYETE BÜRÜNDÜ”
Belediyelerin son derece önemli kurumlar olduğunu belirterek, demokrasinin gerçek anlamda tecelli ettiği makamların da muhtarlar, belediye meclis üyeleri ve belediye başkanları gibi önemli makamlar olduğunun altını çizen Seçer, belediye başkanlarının halka karşı olan sorumluluklarının büyük olduğuna dikkat çekti. Seçer, “Türkiye’de 2018 yılında Başkanlık Sistemi’ne geçilmesiyle beraber de belediye başkanları ve verdiği hizmetler çok daha önemli hale geldi” ifadelerine yer verdi.
“BELEDİYELER; EKONOMİK KRİZİN BUHRANA DÖNÜŞTÜĞÜ ÜLKEMİZDE SOSYAL POLİTİKALARA ÇOK BÜTÇE AYIRMAYA BAŞLADI”
Dünyanın ve Türkiye’nin değiştiğini aktaran Seçer, bununla birlikte geleneksel belediyecilik anlayışının da değiştiğinin vurgusunu yaptı. Seçer; belediyelerin daha çevre dostu, toplumsal, insan odaklı, her alanda halka dokunan ve hem kentin yapısal sorunlarına hem de vatandaşın her sorununa çözüm üretme konusunda başta gelen kurumlar olduğunu kaydetti. Birçok belediye başkanının yaşadığı şehrin sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel yapısını göz önünde bulundurarak, bütçesinin önemli bir kısmını sosyal politikalara ayırdığından söz eden Seçer, bu hizmetleri hayata geçirebilecek birçok bakanlık olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Belediyeler; ekonomik krizin artık bir buhrana dönüştüğü günümüz Türkiye’sinde sosyal politikalara çok bütçe ayırmaya başladı. Herkes yol ya da park yapmayı, yapısal sorunları çözmeyi ikinci plana attı. İnsanların acısını dindirmeye ve karnını doyurmaya yönelik politikalara önem vermeye başladı.”
“BELEDİYELERİN EN BÜYÜK SORUNU FİNANSAL KAYNAĞA ERİŞİM”
Belediyelerin en büyük sorununun finansal kaynağa erişim olduğuna değinen Seçer, yurttaşa hizmet etmek adına iyi bir belediyeciliğin mali ve idari disiplin ile liyakatli kadrolardan geçtiğini belirtti. Mali ve idari disiplinin sağlanmadığı noktada etkin ve önemli projelerin de hayata geçirilemeyeceğini vurgulayan Seçer, bunların sağlandığı noktada da sürdürülebilir hizmetler ve vatandaş memnuniyetinin geleceğini söyledi. Yeni göreve gelen belediye başkanlarına önceki dönemlerden kalma borçların miras olarak kaldığını söyleyen Seçer, “Bir Belediye Başkanım şunu söyledi; ‘Başkanım ben yeni belediye başkanı oldum, daha önce bu kadar SGK ve maliye borçları için belediyenin üzerine geliniyor muydu?’ ‘Hayır, gelinmiyor.’ dedim. Birçok belediye SGK ve maliye borçlarını finans kaynağı olarak kullanıyordu. Hatta CHP’li belediyeler olarak meclis çoğunluğumuz olmadığı için borçlanma yetkisi alamıyorduk ve SGK, maliye borçlarını ödeyemiyorduk” diye anlattı.
“SGK VE MALİYE BORÇLARI NEDENİYLE VATANDAŞA HİZMET EDECEK KAYNAK ORTADAN KALKIYOR”
Önceden SGK ve Maliye’nin gecikme faizi alarak borçları ötelediğini ve belediyelerin böylelikle mali yükünü hafiflettiklerini söyleyen Seçer, artık böyle bir uygulama olmadığına dikkat çekerek; şu görüşlere yer verdi:
“Zaman zaman bir yapılandırma geliyordu, faizler telkin ediliyordu, uygun ödeme koşullarında eski borçlar ödeniyordu. Birdenbire ‘silkeleme politikasıyla’ her şey alt üst oldu. Belediye başkanlarımız; ‘siyasi olarak bizi cezalandırmak bir yana dursun, asıl cezalandırılan halk, hemşerilerimiz.’ ” diyerek, bu sorunların siyasetten arındırılmış bir şekilde çözülmesi gerektiğini vurguladı.
“SİYASİ PARTİ FARKI OLMAKSIZIN BÜTÜN BELEDİYELER DENETLENSİN”
Gelişmiş dünya ülkelerinde yerel yönetimlerin idari ve mali disiplininin özerk olduğuna dikkat çeken Seçer, güçlü bir denetim mekanizmasıyla, zamanında ve etkin bir yerel yönetimin mümkün olduğuna değinerek, “Siyasi parti farkı olmaksızın bütün belediyeler denetlensin. İktidara mensup olmayan belediyelerden müfettiş çıkmadığı takdirde, ülkemizin demokrasi ülkesi, hukuk devleti olması anlayışı sorgulanır. Bunu sorgulamak da herkesin hakkı olur” dedi.
“BELEDİYE BAŞKANLARI BUNU HAK ETMİYOR”
Konuşmasının son bölümünde tutuklu bulunan belediye başkanları ve belediye meclis üyeleri hakkında görüşlerini aktaran Seçer, belediye başkanlığı görevinin direkt olarak vatandaşlar tarafından verildiğini hatırlatarak, şöyle dedi:
“On binlerin, yüz binlerin, milyonların oyu ile seçilmiş, halkla bu kadar iç içe olan, onların güvenini ve onun ötesinde sevgisini kazanmış, gönüllere girmiş belediye başkanları cezaevinde. Belediye başkanları bunu hak etmiyor. Her gün bir dram, bir hukuksuzluk yaşanıyor.”
“TÜRKİYE’DE EVRENSEL HUKUK NORMLARI ARTIK YERLE BİR OLMUŞTUR”
Hiç kimsenin suç işleme hakkına sahip olmadığını ve Anayasa karşısında herkesin eşit olduğunu dile getiren Seçer, şu görüşlere yer verdi:
“Ancak ‘tutuksuz yargılama’ diye bas bas bağırıyoruz. On binlerin, yüz binlerin, milyonların oyunu alan insanların ‘kaçma şüphesi’, ‘delil karartma şüphesi’ gerekçe gösterilerek cezaevine girmesini doğru bulmuyoruz. Yargılanabiliriz, üzerimize suç isnat edilebilir ama ortalama bir hukuk devletinde savunma hakkı vardır. Tutuklama, istisnai durumdur. Görevimizi yaparız, diğer tarafta yargılama devam eder, biz de suçumuz sabit olana kadar savunma hakkımızı kullanırız ama Türkiye’de evrensel hukuk normları artık yerle bir olmuştur. Bunu görmek lazım.”
“BELEDİYE BAŞKANLARI VE MECLİS ÜYELERİMİZİN CEZAEVİNDE YOK YERE TUTULDUĞUNU HEP BERABER GÖRECEĞİZ”
Hukukun her insana lazım olduğunu ve yaşanan hukuksuzluk karşısında; ‘Aman canım bize ne?’, ‘Bize dokunmayan yılan bin yaşasın!’ demenin kendini demokrat addeden hiç kimseye yakışmayacağının altını çizen Seçer, sözlerini şöyle tamamladı:
“Tüm belediye başkanlarımıza sesleniyorum: ‘Adalet… Herkes için, hepimiz için adalet.’ Hepimiz bu ülke için çalışıyoruz. Dünyaya farklı pencerelerden bakabiliriz ama hepimizin ortak gayesi onlara hizmet etmekle mükellef olduğumuz vatandaşlarımızın memnuniyeti. Bu nedenle bir an önce belediye başkanlarımızın iddianamelerinin artık açıklanması, yargılama sürecinin başlaması, başkanlarımıza savunma imkânı tanınmasını buradan talep ediyoruz. Birçok belediye başkanımızın, meclis üyemizin cezaevinde yok yere, uzunca günlerdir tutulduğunu hep beraber göreceğiz.”
Seçer konuşmasını, 2026 Mali Yılı Bütçesi’nin TBB’ye, şehirlere ve Türkiye’ye hayırlı olmasını dileyerek tamamladı.