MERSİN İZ HABER
Türkiye’nin yaş meyve ihracatçısı ülkeler arasındaki yerinin gerilediğine işaret eden Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, “Meyve sektörünün yol haritası; iklim değişikliği temelinde bugünden belirlenmelidir. Bu yol haritası, uluslararası pazarlarda talep gören türler dikkate alınarak ihracatta rekabet gücümüzün artırılmasına da odaklanmalıdır” dedi.
Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) istatistiklerine göre, yüzde 2,9’luk pay ile dünya meyve üretiminde dördüncü sırada yer alan Türkiye’nin ihracatçı ülkeler arasında geriye gittiğine dikkat çekerek uyarılarda bulundu. Rabobank tarafından yayınlanan “Dünya Meyve Haritası: Değişen Meyve Sepeti ve Ticaret Akışları” başlıklı raporun sektör açısından iyi analiz edilmesi gerektiğine işaret eden Özdemir, “İlgili raporda, kilogram başına yüksek fiyatlarına rağmen ABD ve AB pazarlarında ahududu, yaban mersini, çilek ve avokado gibi “superfruits” olarak adlandırılan meyvelere yönelik tüketici talebinin güçlü olduğu belirtilmiştir. Buna karşın portakal, greyfurt, kayısı ve armut gibi ürünlere olan talebin ise düşüş gösterdiği vurgulanmıştır. Dikkat çeken bir diğer nokta, dondurulmuş meyve pazarının önemli ölçüde büyümesidir. 2013 yılında 4 milyar dolar olan küresel dondurulmuş meyve ihracatı, yüzde 72,5 artışla 2023 yılında 6,9 milyar dolara yükselmiştir” diye konuştu.
“YUMUŞAK VE TROPİK MEYVELERE İLGİ ARTIYOR”
Raporda, en çok yaş meyve ihracatı yapan ülkelerin 2013 ve 2023 yılları temel alınarak karşılaştırmalı şekilde incelendiğine değinen Başkan Özdemir, “Bu süreçte İspanya ilk sıradaki yerini korumuştur. Analizde öne çıkan diğer noktalar; Meksika’nın 7’nci sıradan 2’nci sıraya, Tayland’ın 14’üncü sıradan 6’ncı sıraya ve Peru’nun 13’üncü sıradan 7’nci sıraya yükselmesidir. Buna karşın ülkemiz, 8’inci sıradan 13’üncü sıraya gerilemiştir. Dış ticarete konu olan başlıca ürünler; başta muz olmak üzere yumuşak meyveler çilek, ahududu, yaban mersini, kiraz ve tropikal meyveler olarak sıralanmıştır. Rabobank, meyvelerin yıl boyu bulunabilirliğinin artması ve yerel olarak üretilmeyen ürünlerin ithal edilmesiyle bağlantılı olarak küresel yaş meyve ticaretinin büyümeye devam edeceğini öngörmektedir. Ayrıca, yeni çeşit geliştirme, daha iyi organize edilmiş tedarik zincirleri ile depolama ve lojistik yatırımlarının, dünyanın yeni bölgelerinde üretimi yönlendireceği beklenmektedir” ifadelerini kullandı.
“KATMA DEĞERİ YÜKSEK ÜRÜNLER ÖNE ÇIKIYOR”
Talep gören meyve çeşitleri ve küresel meyve ihracatında ön plana çıkan ülkelerin değişiğine değinen Abdullah Özdemir şu görüşlere yer verdi:
“Bu yıl yaşanan zirai don felaketi, kuraklık ve sulamada yaşanan sorunlar, ülkemizin meyve üretimini önemli ölçüde etkilemiş; sektörümüzün ne kadar kırılgan bir yapıya sahip olduğunu ortaya koymuştur. Bu doğrultuda, meyve sektörünün yol haritası; iklim değişikliği temelinde kısa, orta ve uzun vadeli hedefler çerçevesinde bugünden belirlenmelidir. Bu yol haritası, iç talebin karşılanmasının yanında, uluslararası pazarlarda talep gören türler dikkate alınarak ihracatta rekabet gücümüzün artırılmasına da odaklanmalıdır. Bu amaçlara ulaşılmasını sağlayacak mevcut ürün desenimiz mutlaka yeniden ele alınmalıdır. Diğer yandan, meyve ihracatımızın ağırlıklı olarak sofralık ürünlerden oluşması yeterli değildir. Rabobank raporunda da belirtildiği üzere, dondurulmuş meyve ve yıllardır dile getirdiğimiz ancak yeterli adımların atılmadığı katma değerli meyve ürünleri için Bakanlığımız gerekli politikaları oluşturmalıdır. Devletimizden beklentimiz, meyve sektöründe değişen trendler doğrultusunda bir gelişim stratejisi belirlemesi ve hayata geçirmesidir.”