Prof.Dr.Ercan’dan uyarı: "Zemin çok kötü, 2023 depremleri hem binaları hem zemini yordu”

Prof.Dr.Ercan’dan uyarı:

MERSİN İZ HABER

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 14 No’lu İkamet Amaçlı İnşaat, 15 No’lu Mühendislik ve Mimarlık, 16 No’lu İnşaat Malzemeleri Üretimi ve Ticareti, 30 No’lu Sigortacılık Hizmetleri, 39 No’lu Emlak ve Destek Faaliyetleriyle 40 No’lu Genel İnşaat Faaliyetleri Meslek Komitesi işbirliğinde Kentsel Dönüşüm ve Sürdürülebilir Şehirler Konferansı düzenlendi. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, Yönetim Kurulu Üyeleri, Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit, Yüksek Jeofizik Mühendisi Prof.Dr.Övgün Ahmet Ercan’la sektör temsilcilerinin katıldığı toplantıda kentsel dönüşüm süreci ve uygulamaları detaylı olarak ele alındı. Üç oturumda tamamlanan konferansta afet yönetimi, dirençli ve sürdürülebilir kentler, dünyadaki iyi uygulamalar uzman konuşmacılar tarafından dinleyicilere aktarıldı.

FOTOĞRAFLARINI PAYLAŞTI

Deprem uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, panel için geldiği Mersin’de, riskli zeminde oturduğunu iddia ettiği yapıların fotoğraflarını “bu bir intihardır” notuyla sosyal medya hesabından yayınladı. Kimi Ercan’ı destekledi, kimi tepki gösterdi. Paylaşımlarına panelde açıklık getiren Ercan, “Deprem yıkımlarının yüzde 65’inin nedeni yerden gelen sorunlardır. Peki Mersin'in yerleştiği yer nasıl? Çok kötü. Adana da öyle. 2023 depremleri Mersin’deki yapıları yordu. Mersin, 12 rauntluk bir boks maçının beşinci raunduna çıkan boksör gibi” dedi.
Türkiye’nin tanınmış jeofizik ve deprem uzmanlarından Prof. Dr. Ahmet Ercan’ın, “Kentsel Dönüşüm ve Sürdürülebilir Kentler” paneli için geldiği Mersin’de 4 gün boyunca bazı binaların, gökdelenlerin fotoğraflarını X hesabından yayınlayıp deprem ve zemin riski açısından değerlendirmesi geniş yankı buldu. Özellikle sahil kesimindeki gökdelenlerin ve çok katlı binaların fotoğraflarını çekip paylaşan Ercan, bazı paylaşımlara “Mersin ile Adana inşaatçıları, Çukurova’da deprem bilimi ile jeofizik, Statik gerçeklere aykırı, sulu, gevşek toprakta; sıfır mütemadi temel üzerine, yalıtımsız gökdelenler dikiyor. Bu yapılaşma suçuna kişi yaşamı, deprem için dur de! Bu bir intihardır! İnanılır gibi değil” notunu düştü.
Ünlü profesörün bu paylaşımları on binlerce etkileşim alırken binlerce kişi yorum yaparak tartışmaya katıldı. Sosyal medya kullanıcılarından kimisi profesörü desteklerken binasının fotoğrafı çekilip paylaşılan kimi kullanıcılar da “Emlak değerimizi düşüyorsunuz” diyerek isyan etti.

PAYLAŞIMLARIN ARDINDAN PANELE ÇIKTI

Prof.Dr.Ahmet Ercan, X hesabından 3 gündür yaptığı paylaşımları neden yaptığını, Mersin’de çok katlı binalara neden karşı olduğunu Mersin Ticaret ve Sanayi Odasının düzenlediği Kentsel Dönüşüm ve Sürdürülebilir Kentler” panelinde anlattı.

“KÖYLÜLER BİZ İKİ PROFESÖRÜ KOVALADI”

Ercan, “Mersin'e ben ilk kez gelmiyorum. İlk olarak 1970’lerde İstanbul Teknik Üniversitesi üyesi olarak Milli Savunma Bakanlığından bir projeyle Enerji Bakanının denetiminde nükleer santral araştırmak için, ilk zemin şebekeyi kurmak üzere gelmiştim.  Daha sonra nükleer karşıtı hareketler için Sayın Prof. Dr. Tolgay Erman'la geldik. O zaman Taşucu’nda köylüler bizi kovaladılar. Yani 2 profesörü köylüler kovaladılar. Siz engel oluyorsunuz işimize diye. Dolayısıyla aç insana doğru yolu göstermek biraz zor” dedi.

“KÖTÜ YERDE İYİ YAPI OLMAZ”

Depremlerin aslında doğa ve insanlar için nimet olduğunu, başta siyasiler olmak üzere insanların depremi bir kırana dönüştürdüğünü ifade eden Ercan, “54 yıllık deprem bilimciyim. Hemen hemen her deprem bölgesine gidiyorum. Sürekli olarak deprem yönetmelikleri çıkıyor Türkiye'de. Her deprem yönetmeliğinde gerçekten aşamalar kaydediyoruz. Şimdi yapı denetim kuruluşları kurduk ama yer denetim kuruluşu yok. Deprem yıkımlarının yüzde 65’inin nedeni yerden gelen sorunlardır. Kötü yerde iyi iyi yapı olamaz. Bütün sıkıntı burada. Yapı denetiminin yanı sıra yer denetim kuruluları da kurulmalı. Bunlar binanın yapılacağı yer için proje yapmalı. Ve bunlar tapu kayıtlarına geçmeli. Vatandaş ev almak için tapu dairesine gittiğinde yerin, zeminin sorunlu olduğunu görmeli. Yer denetim kuruluşları aynı zamanda sigorta şirketi gibi olmalı. Yer, zemin projesini yapan şirket, olası bir yıkımda zararı ödemeli” ifadelerinde bulundu.

“ADANA VE MERSİN’İN YERİ ÇOK KÖTÜ”

Günlerdir yaptığı X paylaşımlarının geniş yankı bulduğunu, kimlerinin kendisine tepki gösterdiğini ifade eden Ercan, “Peki Mersin'in yeri nasıl? Yerleştiği yer? Çok kötü. Çok kötü. Adana da öyle. Çok kötü. Demek ki çok kötü yerde çok iyi yapı biraz zor. İmkansız demiyorum. Biraz zor. Yani bu konuda biraz titiz davranman gerek” ifadelerini kullandı.

“HATAYLILAR DA SİZİN GİBİYDİ. GÖÇÜK ALTINDA KALDILAR”

Mersin’in tarım alanları üzerinde kurulmuş olduğuna, 100 yıl önce yapılan hatada hâlâ ısrar edildiğine değinen Ercan, şöyle devam etti:
“Gördüğüm en güzel ve en çarpık yapılaşan bir kent. Bir Türk olarak Mersin’le onur duyuyorum. Ve aynı zamanda utanıyorum. İki üç gündür sürekli X’te paylaşımlar yapıyoruz. Bunların bazıları yanlış anlaşılıyor. Bu paylaşımları insan için atıyorum ben. Halk için atıyorum. Buradaki insanları sağ kalmasının mücadelesini veriyoruz. Daha önce Hataylılar da Kahramanmaraşlılar da, Gaziantepliler de sizin gibiydi. Ama göçük altında kaldılar. Gerçekten dünyanın en iyi deprem yönetmeliği Türkiye'de. Ama bu yönetmeliği uyguluyor musun? Uygulamıyor musun? Gereklerini yapıyor musun.”

“2023 DEPREMİ MERSİN’DEKİ BİNALARI YORDU”

Mersin ve Adana’nın, zeminleri dolayısıyla Doğu Anadolu, Ölü Deniz, Kıbrıs ve Osmaniye kırıklarından oluşacak bir depremi şiddetli şekilde hissedeceğine işaret eden Ercan, şöyle dedi:
“Kırık geçmez ama sarsıntısı geçer. Sarsıntısı yıkar. Mersin 7.8’lik 6 Şubat depremini kaç derece hissetti? 6 gücünde. Yapılarınız sallandı ama yıkılmadı. Yani bulunduğu yere göre ve yapının durumuna göre etkilendi. Şimdi 2023 yılındaki deprem Mersin'in bütün yapılarını yordu. Şu anda 12 rauntluk bir boks maçına, dört ya da beşinci raundu bitirmiş durumda, o yorgunlukta olan bir sporcunun başlaması gibi, Mersin de sıfırdan başlamayacak. Yapılarda bir boksör yorgunluğu oluştu. Yer de böyle. Yer de yoruldu. Yerin eski özellikleri yok şu anda.”