(ÖZEL)- AKP’li başkanın şantaj kurgusu yargıdan döndü : Kadına videolu tuzak, şantaj ve diğerleri

(ÖZEL)- AKP’li başkanın şantaj kurgusu yargıdan döndü : Kadına videolu tuzak, şantaj ve diğerleri
​​​​​​​

MERSİN İZ HABER

Mersin Silifke AKP ilçe başkanı Mehmet Emin Kurt’un, yıllardır aynı partide siyasi rakip olarak kendisine muhalefet eden Mehmet Ali Barut’la kavgası yargıya taşındı, dosya  ‘Şantaj’ "Telefonla ses kaydı tuzağı"  "İşe yerleştirme vaadi" iddalarıyla doldu taştı. 3 yıldır süren davada Mehmet Ali Barut, ilçe başkanı'nın yönelttiği şantaj suçlamasıyla yargılanıyordu ancak mahkeme bu suçun oluşmadığına karar verdi beraat kararını da gerekçelendirdi.  

PARTİLİ KADINI GÖNDERİP SESİNİ KAYIT ETTİ 

2020’de Silifke AKP ilçe başkanlığı görevine atanan Mehmet Emin Kurt, aynı partideki siyasi rakibi olarak görünen Mehmet Ali Barut’a,  partili H.K'yi gönderip görüşmeyi ses kaydına almasını istedi. Barut’a giden genç kadın, kendisine iş bulmasını istedi, bu sırada da ses kaydı yaptı. Mehmet Ali Barut ise bir şikayeti varsa savcılığa giderek şikayetçi olmasını önerdi. 

ŞİKAYET ETTİ DAVA AÇILDI

AKP Kadın Kolları’nda bir süre görev aldığı ifade edilen H.K, ehmet Ali Barut ile olan konuşmasını içeren ses kaydını AKP İlçe Başkanı Mehmet Emin Kurt’a götürdü. Kurt ta siyasi rakibi Barut’un, ‘Şikayetini git savcıya anlat’ yönündeki konuşmasını bir siyasi parti başkanını ‘Şikâyet et’ demesini şantaj olarak yorumlayarak, 3 yıl önce Silifke Cumhuriyet Savcılığı’na şikâyet dilekçesi verdi. Bunun üzerine savcılıkça ifadesi alınan Mehmet Ali Barut hakkında ‘Şantaj’ suçundan Silifke 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nce dava açıldı.

GEREKÇELİ KARAR AÇIKLANDI. SES KAYDI YAPMASINI BAŞKAN İSTEMİŞ


Yaklaşık 3 yıl süren dava kısa bir süre önce sonuçlandı, kararın gerekçesi de açıklandı. Açıklanan gerekçeli kararda, şikayetçi AKP’li Başkan Mehmet Emin Kurt, şikayet dilekçesini tekrar ettiğini, Mehmet Ali Barut’un, kendisine şantaja ve iftiralarına yönelik ifadelerinin ses kaydının sabit olduğunu ve gereken cezaya çarptırılmasını istedi. Kurt, “Ben bir siyasi partinin ilçe yönetimini temsil ediyorum. İleride yaşanacak bir soruna karşı başıma neler geleceğini bilemediğimden ses kaydı alma ihtiyacı hissettim. H.K'yi tanırım. Gençlik Kolları Başkanlığından beri mahalle yönetimlerinde ve partinin kadın yönetiminde çalışmışlığı vardır. Bundan dolayı tanırım. Yapı olarak da bayanlarla konuşmamayı tercih ederim. Konuşacağımda da her zaman yanımda bir bayan olur dedi. H.K, şiddet mevzusundaki dosyada avukatlığımı yapmamı istemiş. Ben de kabul etmiştim. Parti binasında da yardımcı olmamı istemiştir. Sonrasında bana vekalet vermemiştir. Bununla ilgili de şahitlerimiz vardır. Benim kendisiyle herhangi bir husumetim yoktur. Biz şikayet dilekçemizde suç vasfımızın belirtmeden şikayette bulunmuştuk, tek bir suçta araştırma yapılması ya da karar verilmesi vicdana aykırı bir durumdur, tanık beyanlarında ve sanığın beyanlarında tarafıma iftira atılacağı şeklindeki söylemleri sabittir. H.K, sanık Ali Barut'un yönlendirmesi ile Ak parti genel merkezine giderek genel merkez teşkilat başkanlığı koordinatörü Mehmet Sait Kayan'a dosya içeresindeki iftiraları iletmiştir. Cezalandırılmasını isterim” ifadelerinde bulundu.

“TAMAMEN ADALETE YÖNLENDİRDİM”


Açıklanan gerekçeli kararda şantaj suçundan yargılanan Mehmet Ali Barut’un savunması şöyle:
“Mehmet Emin Kurt'un, Güney Gürgen'in akrabası olduğunu da biliyorum. H.K, '
Güney Gürgen benim iki yıldır görüştüğüm sevgilim olur, biz evleneceğiz, beni dövüyor, darp ettiğini, darp raporunun olduğunu, şikayetçi olduğunu, ancak Mehmet Emin Kurt'un kendisine ‘Şikayetini geri çekeceksin Güney'den uzak dur' dediğini söyledi. Sonrasında Güney Gürgen'in arkasında Mehmet Emin Kurt'un olduğunu, kendisinin güçsüz kaldığını, ben de kendisine avukatına gitmesini, bu kadar korku ile yaşamamasını söyledim. Sonrasında da beni telefonla defalarca aradı. Ben de kendisini aradım. Çünkü benden sürekli randevu talep ediyordu. Zamansız randevular talep ediyordu. Görüştüğümüzde beni konuşturmaya çalıştı. Ses kayıtlarında da konuşmalarımız zaten mevcut benim H.K'ye Mehmet Emin'e yönelik ‘Şöyle yap, böyle yap’ gibi söylemim olmamıştır. Tamamen adalete yönlendirdim.”

“SES KAYDINI AL”


Gerekçeli kararda H.K'nin tanık olarak ifadesi alındı. H.K, konuya ilişkin şunları söyledi:
“Mehmet Ali Barut’un telefonunu iş yerinden bulup arayarak görüşmek istediğimi söyledim. Telefonda öncelikle Güney hakkında konuştuk. Benim o sıralar Güney ile problemlerim vardı. Hatırladığım kadarıyla benim Güney'i  eve çağırmamı sonrasında bağırmamı Güney'in bana tecavüz ettiğini söylememi katılan Mehmet Emin Kurt'un da ‘Eğer Güney ile birlikte olmazsan sana iş bulmam’ dediğini söylememi istemişti diye hatırlıyorum. Sonrasında bana yüz yüze görüşelim dedi. Ben telefonu kapattıktan sonra çok tedirgin oldum. O sırada birlikte olduğum kişi Güney'e de zarar gelebilirdi. Mehmet Emin’in eşi ile de çok yakındım. Bu sebepten Mehmet Emin'i aradım. Bana, ‘Abla toplantıdayım’ diye mesaj attı. Ben de daha sonrasında Mehmet Emin'in eşi olan Ayşe'yi aradım. Ayşe'ye olayı anlattım. Ayşe de bana ‘Başkanla görüşeyim, ben sana dönerim’ dedi. Arkasından bir saat geçtikten sonra bana dönüş yaptı. Ayşe'nin annesinin evinde olduklarını söyledi. Ben olayı Mehmet Emin ve eşine de oradayken anlattım. Mehmet Emin bana ‘Abla gidebilirsen git, ses kaydını al, genel merkezde kullanırız’ dedi. Ama şikayet edeceğini söylemedi. Mehmet Emin'in eşi de o sırada gitmesin ne olur ne olmaz dedi. Arkasından Mehmet Ali Barut ile telefonda görüştüm. O mu beni aradı ben mi onu aradım tam olarak hatırlamıyorum. Daha sonrasında Mehmet Ali Barut'un Taşucu'nda bulunan evinin önünde görüştük. Ben onun evine giderken telefonuma program indirdim. Ses kaydını açtım. Kaydedebildiğim kadar kaydettim. Ben Mehmet Ali'ye intikam konusunu nasıl yapacağız diye sordum. O da bana halledeceğiz tarzı şeyler söyledi. Konuşuruz dedi. Ancak intikam konusunu çok fazla açmadı. Başka şeyler konuşmaya başladı. Ben de çocuğu bahane ederek oradan kalktım. Ses kaydını da Ayşe'ye gönderdim. Yüz yüze görüştükten iki üç gün sonra Mehmet Ali Barut beni aramayınca ben kendisini aradım. Bana ‘Ben intikam mevzusundan vazgeçtim. Herkes Allah'ından bulsun’ dedi. Bana, ‘Yine de iş verme konusunda sana yardımcı olabilirim’ dedi. Ben bu konuşmayı kayıt altına alıp almadığımı hatırlamıyorum. Hatırladığım kadarıyla almadı. Sadece benim Kıbrıs'ta kuzenim var yanına gitmek istiyordum. Kıbrıs'a gidiş gelişlerin açılıp açılmadığı konusunda konuştum. Evet mesajı ben attım. Ben olayları Mehmet Emin Kurt'a anlattıktan sonra bana Mehmet Ali Barut ile görüşmemi söylemişti. Benim Mehmet Ali Barut'a gönderen Mehmet Emin Kurt derken bunu kastettim, benim ikinci mesajda beni bu oyuna karıştırdı dediğim bu dosya ile alakalı bir konu değildir. Bizim Mehmet Emin Kurt ile sonrasında yaşadığımız bir soruna ilişkindir.”

SAVCI BERAATİNİ İSTEDİ

Mahkemede mütalaa veren Cumhuriyet Savcısı, şantaj suçunun fiil unsurunu oluşturan şeref ve saygınlığa zarar verecek hususların açıklanacağı tehdidinin iletme kastıyla söylenmediği tanığın aşamalardaki ifadelerinden anlaşıldığını dile getirerek, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurları oluşmadığından beraatini istedi.

MAHKEMEDEN BERAAT KARARI ÇIKTI

Açıklanan gerekçeli mahkeme kararı ise şöyle :
“Davacı Ak Parti İlçe başkanı ile sanığın seçimlerdeki rakibi olduğu, aralarında seçimlerden dolayı süre gelen bir husumetin olduğu, dosyada tanık olarak beyanı alınan Hanife'nin ise daha önce Ak parti Silifke ilçesi Mukaddem Mahallesinde yönetiminde görevli olduğu, akabinde görevinden ayrıldığı, dosyada bahsi geçen Güney Gürler'in ise tanık Hanife'nin erkek arkadaşı olduğu, olay günü tanık Hanife'nin katılanı aradığı ancak ulaşamadığı, daha sona katılanın eşi Ayşe Kurt'u aradığı, Ayşe'ye sanığın kendisini çağırıp katılanın aleyhine konuşmalar yapıp katılanın, erkek arkadaşı Güney ile beraber olmasını istediğini, bu beraberlik karşılığında tanık Hanife'yi işe alacağını, Güney'in kendisine tecavüz ettiğini söyleyerek katılan Mehmet Emin Kurt'tan birlik yapıp intikam alabileceklerini söylediği, tanık Hanife'nin daha sonra katılan ile konuştuğu, katılanın eşine anlattıklarını katılana da anlattığı, bu olay sonrasında tanık Hanife'nin sanık ile buluştuğu, sanığın başka şeylerden konuştuğu, intikam almaktan vazgeçtiğini Hanife'ye söylediği. Her ne kadar sanık hakkında şantaj suçu ile iddianame düzenlenip dava açılmış ise de yapılan tüm yargılama sonucunda atılı suçun kanuni unsurlarının gerçekleşmediği anlaşıldığından sanığın üzerine atılı şantaj suçundan beraatine karar verildi”