Prof.Dr.Şaşmaz: 10-16 saatleri arasına dikkat

Prof.Dr.Şaşmaz: 10-16 saatleri arasına dikkat

MERSİN İZ HABER

Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr.Caferi Tayyar Şaşmaz, insan hayatını olumsuz etkileşen sıcak havaya dikkat çekti. Güneş ışınlarının dik olduğu 10.00-16.00 saatleri arasında zorunlu olmadıkça dışarıya çıkılmaması gerektiğinin altını çizen Prof.Dr.Şaşmaz, “Hele ki 39-40 dereceye çıkıldığı zaman artık vücutta sinir sisteminde ve organlarda yıkım başlıyor ve kalıcı hasarlar oluşuyor” dedi.

“KİŞİLERDE OLUMSUZ ETKİLER GÖRÜLEBİLİR”

Dünyanın en önemli yaşam ve enerji kaynaklarından güneşin yarattığı aşırı sıcak havaların insan sağlığı üzerine birtakım zararlı etkileri olabildiğini hatırlatan Prof. Dr. Caferi Tayyar Şaşmaz, bunların başında güneşten gelen ve radyasyon içeren zararlı ışınlar olduğunu, yaz aylarında sıcaklığın artması, insan vücudu üzerinde sıcaklığın dengelenmesi açısından sorunlar oluşturabildiğini vurguladı. İnsan vücudunun çok dar bir sıcaklık aralığında metabolizmasını sürdürdüğüne işaret eden Pro.Dr.Şaşmaz, “Bunu sayı ile belirtecek olursak vücut ısısının 36.1 ile 37.1. derece sıcaklık aralığında hücresel fonksiyonları normal bir şekilde sürdürüyor. Bunun dışına çıkıldığı zaman vücut zarar görebiliyor. Hele ki 39-40 dereceye çıkıldığı zaman artık vücutta sinir sisteminde ve organlarda yıkım başlıyor ve kalıcı hasarlar oluşuyor. Bununla birlikte bulaşıcı hastalıklar da artabiliyor. Yine artan sıcaklıklarla diyabet ve hipertansiyon gibi kronik hastalığı olan kişilerde olumsuz etkiler görülebiliyor” diye konuştu.

“GÜNEŞE DİREKT TEMAS ETMEKTEN KAÇINMAMIZ GEREKİR”

Öncelikle sıcak havalarda güneş ışınlarından korunulmasının sağlık açısından hayati bir önem taşıdığının altını çizen Pro.Dr.Şaşmaz, “Yaz aylarında güneşin dik olduğu saatler, en çok güneşin zararlı ışınlarından dünyaya ulaştığı saatlerdir. 10.00 ila 16.00 saatleri arasında, özellikle güneşin dik olduğu saatlerde güneşe direkt temas etmekten kaçınmamız gerekir. Bunun dışında beslenme ve sıvı alımı konularında çok dikkat etmemiz gerekiyor. Bir diğer önemli konu da giyinme ve güneş gözlüğü kullanma konusu. Çünkü organizmanın kendini soğutabilmesi ve sıcaklık dengesini oluşturabilmesi, terleme fonksiyonu ile birlikte olabilmekte. Eğer biz uygun giysiler giymezsek, vücudumuz kendi ısısını dengeleyebilmek için terleme işlevini yeterince başarılı yapamayacağı için vücut sıcaklığı artabilir ve bu artış vücudumuza, sağlığımıza zarar verebilir. Genel olarak sıcak havalarda aşırı efor ve fiziksel aktivite ile oluşan yorgunluk, vücudumuz üzerinde ciddi bir sorun oluşturabilir” ifadelerinde bulundu.

“DAHA FAZLA SU İÇMEMİZ VE SIVI TÜKETMEMİZ LAZIM”

Sıcak havalarda vücudumuzdaki su kaybının önlenmesi için yapılabilecekleri de aktaran Prof. Dr. Şaşmaz, şu uyarılarda bulundu:
“Normalde biz yetişkin bir insanın günlük ortalama 2 litre su tüketmesini öneriyoruz. Sıcak havalarda bunun üstüne çıkmak gerekir. Çünkü vücudumuz daha fazla terleme yoluyla su tüketiyor ve bunu biz yerine koymamız gerekir. Bunun için daha fazla su içmemiz ve sıvı tüketmemiz lazım. Susuyorsak zaten içmemiz lazım ama susamayı da beklememek lazım. Suyun yanında çay ve ayran da tüketebiliriz. Şekerli, gazlı ve alkollü içecekleri önermiyoruz. Açık havada uzun süre güneşte kalmaktan kaçınmak lazım. Çünkü ne kadar güneşe ve sıcağa maruz kalırsak vücut sıcaklığımız o kadar yükselir ve daha fazla kendine su atabilmesi için daha fazla sıvı harcar. Eğer bu kaybı biz yerine koymazsak bu sefer de vücut kendini soğutamadığı için sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Yine bu sıvı kaybını önlemek için aşırı fiziksel aktiviteden ve çalışmaktan kendimizi korumamız lazım. Vücut sıvı dengesini sağlayabilmek için sıcak havalarda meyve sebze tüketimi vücut minerallerini yerine koyma açısından hem vitamin hem de posa hem de sıvı içeriği yüksek olduğu için vücudun su dengesinin sağlanmasında çok önemli bir görev olacaktır.”

"SUYLA BULAŞAN HASTALIKLAR YAZ AYLARINDA, ÖZELLİKLE DE SICAKLIĞIN YOĞUN OLDUĞU ZAMANLARDA ÇOK GÖRÜLÜR"

Sıcak havalarda beslenme konusunda da açıklamalar yapan Prof. Dr. Caferi Tayyar Şaşmaz, şöyle devam etti:
“Beslenmeyi, hem sıvı hem de diğer besinler olarak düşünürsek bir defa öncelikle sağlıklı içme ve kullanma suyu tüketmemiz lazım. Sağlıklı içme kullanma suları belediyelerin olduğu yerlerde şebeke sularıdır, bu sular sağlıklıdır. Çünkü hem belediyeler bunu işletmesini kontrolünü yapar hem de sağlık müdürlükleri bu suyun kontrollerini yaparlar. Sağlıklı içme suyuna erişim önemli. Kapalı şişe suları da tüketilebilir. Bunlara ulaşamazsak, elimizde su var ama kaynağını bilmiyorsak, bu suyu bireysel dezenfeksiyon yöntemiyle yani mesela kaynatıp soğutarak içebiliriz. Neden su önemli? Çünkü suyla bulaşan hastalıklar yaz aylarında, özellikle de sıcaklığın yoğun olduğu zamanlarda çok görülür. Sağlıklı içme kullanma suyu bu işin başında gelmektedir. Sonrasında ise besinlerin saklanması, taşınması, hazırlanması, pişirilmesi yani besin hijyenine önem vermek gerekir. Sıcak havalarda besinden kaynaklı hastalıklar, bulaşıcı hastalıklar çok olmaktadır. Yine burada el yıkama alışkanlığı daha da bir önem kazanıyor. Hemen şunu söyleyeyim: El yıkama alışkanlığı bütün hastalıklara karşı korunmada en etkili tutum ve davranıştır. Yaz aylarında, bulaşıcı hastalıklara karşı ve suyla bulaşan hastalıklara karşı korunmada çok önemlidir. Hayatımızın her döneminde iyi bir el yıkama alışkanlığı kazanmamız gerekir. Özellikle sıcaklığın arttığı dönemlerde hafif ve sindirimi kolay yiyecekler tüketilmesini öneriyoruz. Yemekler hafif olmalı, fazla kalorili ve yağlı olmamalıdır. Ev içinde yeşil yapraklı ve çiğ sebzelerin iyi yıkanması gerekiyor. Ev dışında olabildiğince yeşil yapraklı, iyi yıkanması ve temizlenmesi gereken sebzelerden uzak durmalıyız. Çünkü bunların ne kadar iyi yıkandığını ve temizlendiğini bilmiyoruz. Tüketeceğimiz meyveler kabuğu soyulan meyveler ise bunları kendimiz kabuğunu soyarak yememiz gerekir. Ev dışında yemek yiyecek isek güvenli noktalarda yemek yememiz gerekir.”

“PAMUKLU GİYSİLERİ TERCİH ETMELİYİZ”

Sıcak havalarda kıyafet seçimine de değinen Prof.Dr.Şaşmaz, bu konuda şu bilgileri verdi:
“Kıyafet seçimi önemli bir konu. İnsanın vücut ısısını dengeleyebilmesi terleme fonksiyonuyla mümkün. Yani biz terleyerek kendi iç sıcaklığınızı 36 ile 37 derece arasında tutuyoruz. Sağlıklı bir terleme olabilmesi için pamuklu giysiler giymemiz lazım, açık giysiler giymemiz. Giysilerimizin vücudumuza yapışmaması ve bol olması gerekir. Böylece vücudumuzun içinde hava sirkülasyonunun rahat yapılabilmesi lazım. Naylon ve polyester içeriği yüksek olan giysilerin giyilmesini önermiyoruz. Bunlar terlemeyi olumsuz yönde etkilerler. Dar giysilerin giyilmesini önermiyoruz. Kadın ve erkeklerin yaz aylarında şapka ve güneş gözlüğü takmalarını öneriyoruz. Giyindik, kuşandık, şapkamızı taktık dışarı çıktık; yine vücudumuzun açıkta kalan yerleri varsa güneş kremi sürülmesini öneriyoruz.”

“YAZ AYLARINDA YORUCU EGZERSİZLERDEN KAÇINMALIYIZ”

Sıcak havalarda yapılan egzersiz konusunda açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Caferi Tayyar Şaşmaz, şöyle dedi:
“Egzersiz yapmak insan sağlığı için çok gerekli bir davranış. Bunu özümseyip her insan gerek çocukluk gerek yetişkinlik gerek yaşlılık döneminde düzenli olarak egzersiz yapmalı. Egzersiz yaparken dikkat edeceğimiz konular ise şunlar: Öncelikle 10.00 ile 16.00 saatleri arasında egzersiz yapmayalım. Mümkün mertebe, gün batımına yakın ya da gün doğumu ve hemen sonrasında egzersiz yapabiliriz. Egzersiz yapmadan önce ne tam tok ne de tam aç olmalıyız. Yorucu egzersizlerden kaçınmalıyız. Ve daha önce de belirttiğim gibi sıvı takviyesini yerine getirmeliyiz. Bol su içmeliyiz.”

"KAPİTALİZMİN ÜRETİM TÜKETİM İLİŞKİLERİ, ATMOSFERDE OZON TABAKASINI YIPRATICI BİR ÖZELLİK YARATTI"

Güneşe doğrudan maruz kalmamızın sağlığımız üzerindeki etkilerine değinen Prof. Dr. Şaşmaz, şu uyarılarda bulundu:
“Güneş bizim yaşam kaynağımız ama güneşten gelen zararlı ışınlar da var. Dünyada son 100 yılda sanayi çok önemli yerlere geldi. Kapitalizmin üretim tüketim ilişkileri, atmosferde ozon tabakasını yıpratıcı bir özellik yarattı. Yani güneşten daha fazla zararlı ışın geliyor yaz aylarında ve yaz aylarında da güneşin dik olduğu saatlerde çok fazla zararlı ultraviyole ışınlar geliyor. Bu ışınlar cilt kanserlerini artırıyor ve gözde kalıcı görme kusurları oluşturabiliyor. Bunu dikkate alarak güneşin dik olduğu saatlerde olabildiğince güneşe çıkmayacağız. Eğer çıkmamız gerekiyorsa şapkamızı ve güneş gözlüğümüzü takarak çıkacağız. Yine rahat ferah elbiseler giyecek, açıkta kalan vücut bölgelerine güneş kremi süreceğiz. Güneş kremini güneşe çıkmadan 2 saat önce sürmemiz gerekiyor. Güneş kremlerinin koruyuculuk süresi 2 saat.”