Mersin’de Kılıçdaroğlu coşkusu

Mersin’de Kılıçdaroğlu coşkusu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin’de düzenlenen mitingde konuştu. Miting alanının dolup taşmasıyla yoğun sevgi gösteresiyle karşılanan Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu, güzel günlerin çok yakın olduğunu dile getirip, AKP’nin geride bıraktığı 20 yıllık icraatlarını eleştirerek yapacaklarını anlattı.

Ali Ekber ŞEN / MERSİN İZ HABER

Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mersin’de düzenlenen ve adeta yer yerinden oynanan mitingde coşkulu kalabalığa hitap etti. Silifke Caddesi ile İsmet İnönü Bulvarı’na da taşan mitingde konuşan Kılıçdaroğlu, Türkiye için büyük önemi bulunan seçime çok az zaman kaldığını ve güzel günlerin yakın olduğunu dile getirerek, AKP’nin geride bıraktığı 20 yıllık iktidarını eleştirirken, vaatlerini de sıraladı.

Mersin Millet Bahçesi yanında yer alan alanda düzenlenen miting 1 dakikalık saygı duruşu yapılarak İstiklal Marşı okundu. Kılıçdaroğlu, Türk bayrakları ile adeta gelin gibi süslenen mitingde alanı dolduranları selamladı. Kılıçdaroğlu, yaşanan coşku ve yoğun katılım nedeniyle herkese teşekkür etti.

ÖNCE BAŞKANLAR KONUŞTU

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan önce Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş konuştu. Başkan Seçer, eşi Meral Seçer ile sahne çıkarak konuştu.

“MERSİN HAKKINI ALACAK”

Başkan Seçer, 14 Mayıs'a az kaldığını, azimli ve kudretli olduklarını belirterek, “Çok çalışıyoruz, iktidarı istiyoruz. Onun için heyecanlıyız. Mersin hakkını alacak, ben de onun için heyecanlıyım. Ben de belediye başkanıyım, ben de isterim ki benim Cumhurbaşkanım Mersin'in hakkını versin. Mersin hakkını alacak. Sadece önümüzdeki günlerdeki hakkını değil, geriden gelen birikmiş hakkını da alacak. Hepsini alacak, toptan alacak. Sana söz Mersinli hemşerim. Mersin’i unuttu iktidar. 10 ilde deprem oldu, 10 il, Elâzığ’da ilave edildi 11 il afet bölgesi ilan edildi. 6 il de depremden zarar gören iller kategorisinde destek kapsamına alındı. Mersin alındı mı? Hayır. Sana söz Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun iktidarında Mersin hakkını alacak. Havaalanı bitti mi? Bitmedi, iki ileri bir geri. Çeşmeli Taşucu otoyolu yapıldı mı? Yapılmadı, iki ileri bir geri. Pamukluk barajı bitti mi? Bitmedi. Tarsus’a gidemiyoruz trafik sıkışıklığından, D-400 karayolunu yapamadılar. Size söz iktidarımızda Mersin hakkını alacak, ben de hakkımı alacağım. Gençlere yeraltı treni yapıyoruz engellediler mi? Mersin hakkını almadı. Sizlere söz, iktidarımızda Mersin hakkını alacak” dedi.

“MERSİN’E BAHARI GETİRDİK”

Gece gündüz çaba göstererek 4 yıldır Mersin'e baharı getirdiklerini dile getiren Başkan Seçer, “Uyku bize haram oldu. Yoksulumuzla, garibimizle, gurebağımızla beraber olduk. Acılarını paylaştık, mutluluklarını paylaştık, köylümün yolunu yaptık, üretimi destekledik. Bunları bir başımıza yaptık. Mersinlimize olan sevgimizle, inancımızla yaptık. Bundan sonra Mersin'de hemşerim sana söz Mersin de hakkını alacak, Mersin Belediye Başkanlığı hakkını alacak

Sevgili Mersinliler, son söz. Konuklarımız konuşacak. Belediyemizden memnun musunuz? Peki, başkanınız olarak sevgili Mersinliler 4 yıldır sizinle bir kardeş gibi, bir abi gibi dertlendim, sizlere hizmet ettim, alnımın akıyla, başım dik sokaklarda gezen bir başkanım. Sizlere de hizmet etmekten gurur duyuyorum. Her haneden bir isteğim var; bugüne kadar partimi oy vermeyen, bana oy vermeyen, başka partilere oy veren benim insanım, benim hemşerim. Eğer Mersinliler bizden memnunsanız her haneden 13. Cumhurbaşkanım Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na oy istiyorum. Adalete susamış Mersinliler, her haneden bugünkü iktidarın karşısında olan 15 Mayıs sabahı huzurlu bir Türkiye'de uyanmak isteyen herkes, bu iktidarın karşısında olan partilere oylarınızı istiyorum. İktidarı istiyoruz iktidarı. 15 Mayıs sabah huzurlu bir Türkiye'de uyanmak üzere sevgiyle kalın, dostça kalın, hoşça kalın” diye konuştu.

"BUNLARIN LGBT KARNESİNİ AÇIYORUM" 

Daha sonra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Mansur Yavaş konuştu.  Başkan Yavaş, sahneye eşi Nurten Yavaş ile çıkarak coşkulu kalabalığı selamladıktan sonra konuşmasına başladı. Başkan Yavaş, son dönemde yaşanan LGBT konusunda şöyle dedi:
“Milli, gayri milli. En son maalesef ‘ne kadar dinsiz imansız var oraya oy veriyor.’ dedi. Halbuki bu toplumda biz de şunu söylüyoruz. Biz onlara benzersek kaybederiz. Biz diyoruz ki AK Parti’ye, Millet İttifakı’na da Cumhur İttifakı’na da oy verenler hepsi başımızın üstündedir. Kimseyi ayırmıyoruz. Cenabı Allah 7.5 milyar insan yaratmış. Hepsinin fikri başka zikri başka. Elbette farklı düşünecek ama bizden olmayanları bu şekilde itham etmenin de hiçbir anlamı yok. Her şeyi söylüyorlar. Evet ilk defa konuşacağım çok vaktim yok ama en son biliyorsunuz 85 yaşındaki Saadet Partisi Sayın Genel Başkanı LGBT’ci ilan ettiler. Sürekli diyorlar ki hepsine ‘bunlar LGBT’ci’ derken aslında bir şey söylemek istiyorlar. Kötü bir şey. Anlıyorsunuz ne demek istediklerini değil mi? Şimdi ben bunların LGBT karnesini açıyorum. Sayın İçişleri Bakanı sürekli olarak ‘bunlar gelirse erkekler erkeklerle evlenecek. İnsanla hayvan evlenecek’ falan sürekli fantezilerini anlatıyor. Maşallah çok zengin fantezileri var. Onun için de bunlar gelmesin diyor. Bakın Türkiye’de 2002’den sonra bir sürü LGBT derneği kurulmuş. Bu hükümet zamanında. 14 tane kurulmuş. Bunlardan 7’si Süleyman Soylu döneminde. LGBT oteli açılmış, en göze çarpan da şu; o ondan önce, Müslüman Eşcinseller Derneği’ne izin vermişler. Durum budur. Kimsenin cinsel hayatına devlet karışmaz ama bunu şu amaçla söylüyorlar. Bizlere hakaret etmek için söylüyorlar.”

“HIDIRELLEZ, BAHARIN GELİŞİNİ BİZE MÜJDELİYOR”

“Mersin, değişime hazır mısın? Sorusuyla konuşmasına başlayan ve katılımcılardan “Evet” cevabı alan Kılıçdaroğlu, “Birlikte değiştireceğiz, birleşe birleşe değiştireceğiz. Bir otoriter yönetimi, demokratik yollarla göndereceğiz ve Türkiye'ye huzur getireceğiz, Türkiye'yi bereketi getireceğiz, Türkiye'ye kardeşliği getireceğiz. Türkiye güzel bir ülke ve bu güzel ülkede hepimiz doyasıya yaşayacağız, bunun sözünü veriyorum size. Bugün aynı zamanda Hıdırellez, baharın gelişini bize müjdeliyor. Ben de size baharı vadettim, güzel baharlar gelecek diye. Emin olun bu ülkeye güzel baharları getireceğiz, beraber getireceğiz, birlikte getireceğiz. Birlikte mücadele edeceğiz, birlikte sandığa gideceğiz, birlikte oy vereceğiz ve sonra sevincimizi bütün dünya ile paylaşacağız. ‘Evet, biz ülkemizde ülkemize baharı getirdik, evet biz ülkemize demokrasiyi getirdik.’ diye haykıracağız. Bütün dünya bunu duyacak” dedi.

“HERKESİN KAZANDIĞI BİR TÜRKİYE”

Mersin’in güzel bir kent, kadim bir kent olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, ‘Tarım Kredi Kooperatiflerine üyeliği olan çiftçilere, üyelik tarihinden itibaren sigortalı sayılsın’ pankartına dikkat çekerek, “O basit. Daha şeyler var. Çiftçinin, çiftçilerin, Tarım Kredi Kooperatiflerine veya bankalarına olan borçlarını, faizlerini sileceğiz. Çiftçiyi toprakla barıştıracağız, çiftçi üretecek herkes kazanacak. Çiftçi üretecek Türkiye kazanacak. Çiftçi üretecek her evde huzur, her evde bereket olacak. Çiftçi üretecek artık buğdayı dışarıdan almayacağız, muzu dışarıdan almayacağız, çileği dışarıdan almayacağız, nohudu, arpayı dışarıdan almayacağız. Canlı hayvanı dışarıdan almayacağız, eti dışarıdan almayacağız. Her şeyi kendimiz üreteceğiz, kendimiz tüketeceğiz. Artanı da ihraç edeceğiz. Herkesin kazandığı bir Türkiye, bizim Türkiye’miz. Dolayısıyla birlikte mücadele edeceğiz” diye konuştu.

“GENÇLER DEĞİŞİME HAZIR MISINIZ?”

“Sevgili gençler hazır mısınız değişime hazır mısınız? Diye soru soran ve coşkulu bir şekilde “Evet” yanıtı alan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Gençler, önümüzde çok büyük bir fırsat var. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk kez gençler otoriter bir yönetimi kullandıkları oyla gönderecekler. Çünkü ilk kez 5 milyon 300 bin geç sandığa gidecek ve Türkiye'nin kaderini değiştirecek. Demokrasiden yana var mısınız? Özgürlüklerden yana var mısınız? Alın terinden yana var mısınız? Üretimden yana var mısınız? Herkesin kazandığı bir Türkiye'ye var mısınız? Diye sordu. Gençler hep bir ağızdan ‘Evet’ dedi. Herkesin kazandığı bir Türkiye'den yana olmak, herkesin huzur içinde yaşamasını sağlamak gençler sizin elinizde. 5 milyon 300 bin genç gidecek ve otoriter bir yönetimi değiştirecek. Bu ülke size teşekkür edecek ama dünya siyaset tarihçileri şunu yazacaklar; ‘Türkiye'de otoriter bir yönetim vardı gençler sandığa gittiler demokratik yollarla bir otoriter yönetimi değiştirdiler.’ siz o zaman hep beraber sadece Türkiye için değil dünya gençliği için de örnek olacaksınız. (Döviz) ‘Grev anayasal bir haktır, engellenemez.’ Hiç endişe etmeyin, bütün anayasal haklarınızı vereceğim, o konuda endişe etmeyin.”

MERSİN’E TEŞEKKÜR ETTİ

Depremzedeleri en çok kucaklayan Mersinliler olduğunun altını çizen Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, bu konuda şu ifadelerde bulundu:
“Sadece ben değil Türkiye'nin size minnet borcu var. 350 bin depremzedeyi kucakladınız, onların dertleriyle dertlendiniz, onların sorunlarını çözmek için oturdunuz çaba harcadınız. Dolayısıyla sadece ben değil, sadece Türkiye değil, aslında dünyaya önemli bir dayanışma örneği de verdiniz. 350 bin kişi geldi burada sizlerle beraber yaşadı ve siz onların sorunlarını çözmek için onları kucakladınız ve sorunlarını çözülmesine katkıda bulundunuz. Ben bütün depremzedelere söz verdim. Evleri yıkılan, dükkânları yıkılan, ahırları yıkılan bütün depremzedelerin evlerini, iş yerlerini ve ahırlarını yapacağım ve beş kuruş para almadan onların hakkını teslim edeceğim. Beş kuruş almadan, bir kuruş almadan onların evlerini, dükkânlarını yapacağım. Çünkü evi yıkılan insanlar, dükkânları yıkılan insanlar, deprem sonrasında hayatını kaybeden insanlar bunlar büyük acılar çektiler. Tam 43 imza 23 belgeye atıldı. 23 ayrı belgede 43 imza var ve bunların tamamı kamu görevlileri. Depremzede ise sadece bir kez gidiyor tapu dairesine ve imzayı atıyor, dükkânını veya evini satın alıyor. Yani onun hiçbir günahı yok, hiçbir küsur yok. Anayasa diyor ki; ‘İdarenin kusurundan kaynaklanan zararı idare telafi etmek zorundadır.’ Anayasanın gereği olarak bunu sağlayacağız. Depremzedelerin evlerini, dükkânlarını yapacağız, teslim edeceğiz. Öyle 20 yıl borçlanma falan olmayacak. Bunların yaptığı gibi olmayacak. Gidip propaganda yapıyorlar; ‘Kemal Kılıçdaroğlu gelirse temelini attığımız iş yerleri veya evler yapılmayacak.’ Allah, Allah. Ya niye yapmayalım? Hangi gerekçeyle yapmayalım? Sen daha Samsat’taki deprem sonrası evleri yıkılan, yıllar önce Samsat’taki vatandaşların hala bir kısmı konteynerde oturuyor. Van’a gittim. Van depreminden sonra hala insanların bir kısmı konteynerde oturuyor. Onların da evlerini yapacağız, onlara da güzel evler yapacağız. Dirençli evler olacak, depreme dayanıklı evler olacak. Bunların tamamını yapacağım. Söz verdim, sözümden asla dönmeyeceğim. ‘Para nerede?’ diyorlar. ‘Parayı nereden bulacaksın?’ diyorlar. Emekli için de söyledim onlara da söz verdim. Önümüzde Kurban Bayramı var. Gideceksiniz Kurban Bayramı'nda 15 bin lira paranın yattığını göreceksiniz. Ananızın ak sütü gibi çekeceksiniz ve torunlarınızla beraber huzur içinde o parayı harcayacaksınız.”

Kılıçdaroğlu mitingde daha sonra şunları söyledi:

“BEN KEMAL”

“Diyorlar ki parayı nereden bulacaksın? Bakın sevgili Mersinler, Bay Kemal tam 27.5 yıl yıl devlette çalıştı. Mali Maliye Bakanlığında 27.5 yıl bütçe nasıl yapılır, tasarruf nasıl yapılır, paralar nerelere harcanır, planlaması nasıl olur? Bütün hayatım bununla geçti. Buradaki tercih şudur: eğer bütçeyi kim yapar? Siyasi otorite yapar, siyasi otorite, paranın beşli çeteye verilmesini öngörüyorsa para oraya gider, emekçiye işçiye esnafa verilmesini öngörüyorsa o para oraya gider. onlar beşli çetelere, Bay Kemal vatandaşa çalışacak, çalışacak işçiye çalışacak, çiftçiye çalışacak esnafa çalışacak. Sizler için çalışacak. bir şey daha; Benim öyle saraylarda falan gözüm yok ne sarayı ya Allah aşkına ben sizler gibi yaşamaya alışkınım sizler gibi yaşayınca ben mutlu oluyorum. Mütevazı yaşamak istiyorum. Çoluğumla, torunlarımla beraber olmak istiyorum. Saraylar bize göre değil. Hele hele bana hiç değil Allah nasip eder, Sizlerin oylarıyla Cumhurbaşkanı seçildiğinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Çankaya’sına çıkacağım. Yeteri kadar kamplaştırdılar. Artık komşu komşunun kimliğini sorgulamaya başladı. Komşu komşunun inancını sorgulamaya başladı. Her birimiz sinir küpüne dönmeye başladık. Buradan çıkmamız lazım. Buradan çıkacağız. Herkesin kimliği Bay Kemal'in başının üstüne, herkesin inancı, Kemalin başının üstüne, herkesin yaşam tarzı, benim başım üstüne herkese saygı duyacağım. Benim görevim seçerseniz benim görevim bir evde çocuk aç mı, Okula giderken karnı doyuyor mu? Evde huzur var mı? İşsizler varsa işsizlerin işi gücü var mı? Benim görevim o ve bakın onlarla uğraşacağım. Bunlar başka işlerle uğraşıyorlar. Sarayda oturuyorlar, halktan koptular. Sarayda üç yerden beş yerden aylık alanlar var. Dünyanın parasını kazananlar var. Köşeyi dönenler var. Mersinliler size sözüm var. O üç yerden beş yerden aylık alanların tamamını keseceğim. Tamamını. Öyle ballı maaşlar falan olmayacak. Herkes ne kadar çalışıyorsa o kadar aylığı olacak. 1 aylığı olacak ve dolayısıyla 7-8 yerden 10-15 yerden aylık alma döneminde bitireceğiz.”

“EKONOMİK KRİZİN BUHRANINI EN ÇOK ANNELER HİSEDİYOR”


“Ayrıca anneler ekonomik krizin yarattığı buhranı en çok sizler hissediyorsunuz. Evinizde mutfaklarda görüyorsunuz, sıkıntıları görüyorsunuz. Pazara çıktığınız zaman aldığınız aylığın pazar masrafını bile karşılamadığını görüyorsunuz. Ben şunu da çok iyi biliyorum. Her ailenin asgari bir gelir güvencesinin olması lazım. 21. yüzyılın Türkiye'sinde. Eğer bir aile yoksulsa aslında 85 milyon insan yoksul demektir. Dolayısıyla herkesin karnının doyduğu bir Türkiye güzel bir Türkiye'dir. Aile destekleri sigortasını Allah nasip ederse getireceğiz. Hiçbir ailenin geliri asgari ücretin altında olmayacak. Öyle beslenme çantası uygulamasına da son vereceğiz. Çocuk okula gidecek, arkadaşlarıyla beraber sütünü içecek yemeğini yiyecek karnı tok evine dönecek. Böylece anne ‘ya acaba beslenme çantasına ne koyayım’ diye asla düşünmeyecek. Böylece anneler çocuklarınızı huzur içerisinde okula gönderebileceksiniz. Onlar okulda beslenecekler, okulda akranları ile beraber olacaklar bunu sağlayacağım. Ayrıca bir şey daha. Bütün köy okullarını yeniden açacağız ve Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmenin atamasını yapacağız. Köy okullarını niye kapattık. Köy okullarını açacağız. 100 bin öğretmenin atamasını yapacağız. Hiç endişe etmeyin, hakkı, hukuku ve adaleti sağlayacağım. Bu kardeşiniz bütün hayatını adalete adamış bir insan. Adalet için. Çünkü devletin dini adalettir ve devlet adalet üzerine inşa edilmiştir. Yüce Yaradan kâinatı da adalet üzerine inşa etmiştir. Bizim dışımızdaki bütün canlılara da saygı duymak bizim temel görevlerimizden birisidir. Adaleti sağlayacağız. Köylerde sadece imam olmayacak, sadece öğretmen olmayacak. Aynı zamanda tarım yapılıyorsa ziraat mühendisi, ziraat teknisyeni olacak. Eğer hayvancılık yapılıyorsa veteriner hekim olacak. Dolayısıyla kırsalda imamı, öğretmeni, ziraat mühendisi, ziraat teknesi, veterineri hepsi olacak. Bunların aylıklarını, öğretmenin aylığını nasıl devlet ödüyorsa bunlarında aylıklarını ödeyecek. Çiftçi hangi gübreyi atmalı, Toprak analizlerine bakılacak, verim en güzel şekilde nasıl anılacak? Bunların tamamı yapılacak. Bu söylediğim kişiler üreticilerin emrinde olacak ve onların talebini yerine getirecek. Aile destekleri sigortasından söz ettim. Bütün hanelerde asgari bir gelir güvencesi olacak. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek ve herkes akşam evde huzur içerisinde ailesiyle birlikte olacak. Televizyonda seyredebilmeli, sokağa çıkabilmeli, arkadaşlarıyla görüşebilmeli. Ama hiç kimse bu sokaklarda yoksulluk çekmemeli.”

“MERSİN İÇİN DÜŞÜNCEMİZ VAR”


“Mersin için bir düşüncemiz daha var. Mersin'i bu bölgenin en güçlü kentlerinden birisi haline getireceğiz. Mersin Orta Anadolu'nun bütün sanayi kentlerini demiryollarıyla Mersin ve İskenderun’a bağlayacağız. Dolayısıyla fabrikada üreten sanayici fabrikasında Üretiyorsa demiryolu ile mersine veya İskenderun limanlarına geldiği zaman ek bir ücret ödemeyecek. Bütün lojistik harcamalarını biz karşılayacağız. Böylece önümüzdeki beş yıl içerisinde burada yaklaşık 850 bin yeni istihdam alanı yaratacağız. Beş yıl içinde İstanbul nüfusu yaklaşık 2.5 milyon azalacak. Bu bölge özel ekonomi bölgesi olacak. Bu bölge ile ilgili özel yasa çıkacak. Dolayısıyla Akdeniz Havzası Türkiye'nin ürettiği en güçlü havza haline gelecek. Türkiye'nin ürettiği Türkiye'nin kazandığı en güçlü merkez haline gelecek. Maden Rafinerisi de kuracağız. Dolayısıyla dışarıdan pahalıya aldıklarımızı kendimiz üreteceğiz, kendimizi satacağız ve kendimiz kazanacağız. Bundan da emin olmanız bir şey daha. Hava çok sıcak, Biraz acele ediyorum. Çünkü sıcakta beklemenizi istemem.”

“ASLA IRKÇILIK YAPMAYACAĞIZ”

“Suriyeli kardeşlerimizi en geç iki yıl içerisinde kendi ülkelerini uğurlayacağız bir daha ifade edeceğim. Suriyeli kardeşlerimizi en geç iki yıl içerisinde kendi ülkelerine uğurlayacağız. Asla ırkçılık yapmayacağız. Onların yollarını, okullarını köprülerini Kreşlerini tamamını Avrupa Birliği fonlarıyla yapacağız. Bizim müteahhitlerimiz yapacak gidecekler, kendi ülkelerine, kendi ülkelerinde baba toprağında ata toprağında rahat etmelerini sağlayacağız. Ayrıca meşru hükümetle karşılıklı büyükelçilikleri hemen açacağız. Buradan gidenlerin can ve mal güvenliklerini tamamen sağlayacağız. Dolayısıyla buradan gidenler huzur içinde kendi ülkelerine gitmiş olacaklar. Biz uzun süredir onlara ev sahipliği yapıyoruz ama bizim evlatlarımız işsiz. Bizim evlatlarımızın sorunu var. Dolayısıyla biz Suriyeli kardeşlerimizi elbette severiz ama onlar kendi ülkelerinde olup kendi ülkelerinde üretip kendi ülkelerinde çalıştıkları zaman daha fazla memnun oluruz. Bunu sağlayacağız.”

“ALLAH AKIL FİKİR VERSİN”

Son olarak şunu söyleyeyim arada bir, bir sürü laf ediyorlar yok şöyledir yok böyledir yok masanın altındır yok üstüdür bir sürü iftiralar var yahu arkadaşlar ya Allah onlara akıl fikir versin. Bunun saldırısına uğrayan benim ama ben suçlanıyorum evladını onlar paralı gönderdiler. Çocukların askere. Ben evladımı, fakirin fukaranın garibanın evladı gibi askere gönderdim. Yine ben suçlanıyorum. Bizim iki kırmızı çizgimiz var. İki kırmızı çizgi vatanımız ve bayrağımız nokta, vatanımız ve bayrağımız. Ayrıca bir şey daha söyleyeyim. Kul hakkı yemedim. Kul hakkı yedirmeyeceğim bir daha ifade ediyorum. Kul hakkı yemedim. Kul hakkı yedirmeyeceğim onlar söylüyorlar mı biz kul hakkı yemedik diyorlar mı yedirmeyeceğim diyorlar mı diyemiyorlar? Ben onların neler yediklerini biliyorum. Ben onların 418 milyar doları 20 yıl içerisinde y götürdüklerini biliyorum. Hangi bankalarda, kimin ne kadar parası olduğunu biliyorum. Bu millete sözüm var. O paraları son santime kadar Türkiye'ye getireceğim ve bu millete vereceğim. Sanıyorlar ki Bay Kemal bu parayı getirmeyecek, getirecek, getirecek, son kuruşuna kadar getireceğim. Öyle parayı alacaksın. Götüreceksin Manatthan’da. Yani Amerika'da New York da dünyanın en pahalı yerinde 35 katlı bina yapacaksın. Muhammed Ali’nin çiftliğini alacaksın. Bay Kemal de bunu seyredecek yerler mi? Yemezler, Yemezler! Onların tamamını getireceğim. Fakir fukaranın alın terini çaldınız onların tamamını getireceğim ve bu ülke için harcayacağım. Bu ülkenin huzuru ve bereketi için harcayacağım. Son ekran başkanımız ne diyor? Her şey her şey çok güzel olacak. Vatandaşlar birlikte söylüyor. En arkadakileri de sesleniyorum; Bayraklar altına göre duyuluyoruz demektir. İnanın her şey çok güzel olacak. İnanın inanın bu ülkeye baharları getireceğim. İnanın inanın birlikte huzur içerisinde yaşayacağız bu topraklarda. İnanın inanın tüyü bitmemiş yetimin hakkını hukukunu arayacağım. İnanın inanın alın teri dökenin hakkını hukukunu teslim edeceğime inan mülakatı kaldıracaklarmış ya ben söyledikten sonra aklına geldi, yapacağız gençleri. Sizin de hakkınızı koruyacağız. Torpilli torpile son vereceğiz. Göreceksiniz liyakati sağlayacağım. Son bir şey daha. Bizim bu toplantımızın güven içerisinde gerçekleşmesini sağlayan polis arkadaşlarımız var. Onlara da yürekten teşekkür ederim. Biz akşam evimize huzur içerisinde yaşarken onlar günün 24 saat içerisinde Türkiye'de bizim huzur içerisinde kalmamız yaşamamız için çaba harcıyorlar. Onların 12 saat 13 14 saat çalıştıklarını biliyorum. Bazen 24 saat çalıştıklarını biliyorum. O nedenle polis arkadaşlarımızın sorunları var. Onu da gayet iyi biliyorum. Bay Kemal'in sözü var. Bütün memurların ve polislerin sorunlarını çözecek bir yere giderken kilometrede kilometrelerce polisleri diziyorlar. Yolun kenarlarını diziyorlar. Ya niye diziyorsun? Bu insanın tuvalete ihtiyacı var, yemek yiyecek, torunları var, onu görmüyorlar. Polis intiharlarını da biliyorum ama sözüm söz çözeceğiz. Beraber çözeceğiz, birlikte çözeceğiz. Teşekkür ederim hepinize enişten sevgiler, saygılar sunuyorum. Sağ olun var olun.”

LALE DEVRİ NASIL BİTTİYSE

Hava sıcaklığı nedeniyle katılanlara üzerinde Türk Bayrağı basılı ‘Sana söz’ yazan şapkaların dağıtıldığı mitingde gençlerin, “Bu devirde kimse sultan değil”, “Lale devri nasıl bittiyse” ve ‘Hür doğdum hür yaşarım kime ne?” yazılı dövizler dikkat çekti. Vatandaşlar miting öncesi çalınan hareketli şarkı ve türkülerle bir arada halay çekti. Hava sıcaklığı nedeniyle alanda zaman zaman bayılanlar oldu, bu nedenle sık sık 112 ambulans anonsları yapıldı.

 

  Mersin’de Kılıçdaroğlu coşkusu