Mersin’in muz diyarında jeotermal tepkisi

Mersin’in muz diyarında jeotermal tepkisi
Mersin’in seracılığın önde gelen ilçelerinden Anamur’da bir şirkete jeotermal kaynak arama ruhsatı verilmesi tepki çekti. Valiliğin jeotermal kuyusu açmak isteyen şirkete 3 farklı nokta için ‘ÇED gerekli değildir’ kararı vermesi yörede huzursuzluk yarattı. Tesis için yapılmak istenen kazıyı engelleyen vatandaşlar, “Bizim sıcak suya ihtiyacımız yok. Bizim tarımsal sulama suyuna ihtiyacımız var. Sonuna kadar karşı çıkacağız” dedi

MERSİN İZ HABER

Mersin’in dünyaca ünlü Anamur Muz’unun da içinde bulunduğu seracılığa dayalı tarımıyla öne çıkan Anamur’da bir şirkete jeotermal kaynak suyu arama ruhsatı verilmesi tepkilere neden oldu. Mersin Valiliği’nin jeotermal kuyusu açmak isteyen şirketi 3 farklı nokta için ‘ÇED gerekli değildir’ kararı vermesi yörede tarımla uğraşan vatandaşları çileden çıkardı. Şirketin yörede yapmak istediği kazıyı engelleyen köylüler sonuna kadar direnecekleri mesajı vererek,“Bizim sıcak suya ihtiyacımız yok. Bizim tarımsal sulama suyuna ihtiyacımız var. Sonuna kadar karşı çıkacağız” dediler.

BAKAN ÇAVUŞOĞLU'NA YAKIN MI?

Alanya merkezli Öz Şimşek adlı bir şirketin, dünyaca ünlü ‘Anamur Muzu’
merkezi Anamur’da jeotermal kuyu açmak için valilikten ‘ÇED gerekli değildir’ kararı çıkartarak çalışmalara başlaması ilçede tepkilere neden oldu. Şirket, tüm yasal şartlarını tamamladığını bildirerek 3 farklı noktada kuyu açmak için çalışmalara başlamak istedi, ancak yöre halkının tepkisiyle karşılaşınca şimdilik geri adım attı. Şirket fiilen geri adım atmış, çalışmalara birkaç gün ara vermiş olsa da elinde ‘yasal şartları yerine getirdiğine dair’ dosyası var. Söz konusu şirketin bakan Mevlüt Çavuşoğlu'na lyakın olduğu iddiasını öne süren köylüler, şirketin aldığı izinlerde bu durumun etkili olduğuna işaret ettiler.

SİT ALANI YANINA KUYU AÇMA İZNİ VERİLDİ

Dosyanın en tartışmalı kısmı, Türkiye’nin en önemli tarihi yapılarından biri olan Mamure Kalesi’nin hemen yanındaki alan için de kuyu açma izni verilmiş olması oldu. Bölge hem arkeolojik sit alanı hem doğal sit alanı ancak şirkete bu alanda da çalışma yapma izni verildiği ortaya çıktı. Şirket ayrıca Bozdoğan köyünün içinden geçen bir dere yatağında ve köyün kuzeyindeki ormanlık alanda da kuyu açma izni almış. Şirketin bu izinleri alabilmiş olması ilk olarak Anamur Belediyesinin sorumluluğunu gündeme getirdi.

ANAMUR BELEDİYESİ PROJEYE ONAY VERDİ

ÇED dosyasında yer alan Anamur Belediyesinin resmi yazısına göre, belediye projeye onay vermiş görünüyor. Anamur Belediyesinin resmi yazısında sondaj kuyusundan çıkabilecek zehirli gazlara karşı önlem alınması, bitki örtüsüne zarar verilmemesi ve gürültünün önlenmesi şartıyla “kaynak arama çalışmalarında sakınca olmadığı” belirtiliyor. Şirket de ‘ÇED gerekli değildir’ raporu alabilmek için yaptığı başvuruda, bu çekincelere dikkat edeceğini, önlem alacağını yazılı olarak taahhüt etti. Böylece Anamur Belediyesi projeye olumlu görüş vermiş oluyor.

ANAMUR BELEDİYESİ: MAHKEME KARARINA KARŞI OLUMSUZ GÖRÜŞ VEREMEZDİK

MHP’li Anamur Belediye Başkanı Hidayet Kılınç’ın açıklamaları daha farklı. Konu ile ilgili ilk başvuru geldiği andan itibaren Anamur Belediyesi olarak 3 kez olumsuz görüş verdiklerini belirten Kılınç, firmanın mahkeme kararı ile konuyu yasal hale getirdiğini ileri sürerek şöyle dedi:
“Konu ile ilgili bize ilk başvuru geldiği andan itibaren Bozdoğan Mahallemizde yapılacak olan jeotermal araştırma çalışmaları ile ilgili bir araştırma gerçekleştirdik ve yapılacak olan çalışmaların bölgede yaşayan vatandaşlarımızın menfaatine olmadığını tespit ederek konu ile ilgili belediyemize gelen görüş yazılarının tamamına olumsuz cevap verdik. Bu aşamada ilgili firma projede değişikliğe giderek konuyu da yargıya taşımış. Mahkeme kararına göre
Anamur Belediye Başkanlığının olumsuz cevap verme durumu yoktu. Ancak biz yine de bölgede yaşayan vatandaşlarımızın bu konuda rahatsız olduğunu göz önünde bulundurarak yazı yazdık. Burada yapılacak olan jeotermal sondajlar sırasında akışkan ile beraber dışarı çıkabilecek gazların çıkıp çıkmayacağı, çıkması durumunda koku ve zehirli gazlara karşı nasıl bir önlem alınması gerektiği, çıkan akışkanın yerel bitki örtüsüne zarar verip vermeyeceği ve ayrıca faaliyet sırasında oluşacak gürültü hesaplamalarında, kamyon, çamur mikseri, çamur pompası gibi makinelerden kaynaklı gürültünün de değerlendirilip proje dosyasına eklenmesi şartıyla mahkeme kararından doğan mecburiyet nedeniyle çalışma yapılsın dedik. Bu yazının Türkçesi, buradan zehir gaz çıkarsa, bitki örtüsü ve canlılar zarar görürse, vatandaşlarımızı olumsuz yönde etkileyecek bir durum olursa biz Anamur Belediyesi olarak çalışmaları durdurmak için elimizden geleni yaparız demektir. Evet, mahkeme bir karar vermiştir. Kanunlar karşısında kimsenin bir şey söyleme durumu yoktur ancak bizim önceliğimiz Bozdoğanlı hemşerilerimizdi. Hemşerilerimizin zararına olan hiçbir durumun yanında yer almamız mümkün değildir.”

HALK KARŞI ÇIKTI, ŞİRKET KOLLUK KUVVETLERİNDEN YARDIM İSTEDİ

Anamur’un Bozdoğan köyü sakinleri, devlet kurumları arasındaki bu yazışmalardan, ruhsat girişimlerinden tesadüfen haberdar oldu. Ancak bu zamana kadar yöre köylüsüne ne kaymakamlıktan ne belediyeden ne Çevre Müdürlüğünden bilgi veren olmadığı ortala çıktı. Bozdoğan köyünün eski muhtarı Gaffar Şen, vatandaşın çok tedirgin, tepkili olduğunu söylüyor. Şirket çalışmalara başlamak üzere Anamur’a gelince karşısında ilk olarak vatandaşı görmüş. Şirket yetkilileri, “Çalışma ruhsatımız var” deseler de yöre halkı ikna olmadı. Şirket yetkilisi de jandarma karakoluna giderek, çalışmaların yapılacağı sahada güvenliğin sağlanmasını talep etti. Yöre köylüsü de şirketin ruhsatını o vesileyle görebilmiş. Gaffar Şen, “Ellerindeki ruhsat, burayla ilgili kararın askıya çıkarılma tarihinden 20 gün önce verilmiş. Vatandaşın görüşü alınmadan, kimsenin haberi olmadan kuyu açma ruhsatı almışlar” dedi.

 “BİZİM ARAZİLERİMİZ BİTERSE BİZ NEREYE GİDECEĞİZ?”

Köylülerle şirket yetkilileri arasındaki tartışmalar üzerine şirket Mamure Kalesi ile Bozdoğan köyü içindeki alanda kuyu açma çalışmasını ertelediğini ancak orman alanı içinde çalışmalara başlayacağını belirterek kolluk kuvvetlerinden güvenliğin sağlanmasını talep etti. Yöre halkı adına konuşan Gaffar Şen, “Ormanlık alanda da çalışma yapmalarını istemiyoruz. Köy içindeki kuyu alanı evlere 30 metre mesafede. Orman içindeki alan ise evlere 500 metre mesafede. Orada da çalışma yapılmasına karşı dururuz. Bizim bölgemizde dar alanda tarım yapılır. Öyle çok geniş arazilerimiz yok. Jeotermal tesisleri kurarlarsa bizim arazilerimiz tamamen biter. O zaman biz ne yağacağız? Nereye gideceğiz?  Ben Aydın’da gördüm. Bir tesis 7 kilometre, 8 kilometre alanı etkiliyor. Bizim zaten arazilerimiz dar. Mamure Kalesinin oradan, deniz kıyısından bizim köyün zirvesine kadar mesafe en fazla 5 kilometredir. Bu alanda jeotermal kurulursa, zaten küçük arazilerde, zor şartlarda tarım yapan insanların arazileri ne olacak?”

“SICAK SU İSTEMİYORUZ ARKADAŞ”

Yörede başta çilek olmak üzere dar alanda yetişen ürünler yetiştirdikleri, geçimlerinin tamamen tarıma dayalı olduğunu ifade eden Şen, “Biz hiçbir şey istemiyoruz arkadaş. Bizim sıcak suya ihtiyacımız yok. Sıcak suya değil tarımsal sulama suyuna ihtiyacımız var bizim. Ne köyün içinde ne ormanlık alanda jeotermal kuyusu istemiyoruz. Karşı çıkarız. Bunu söylüyoruz. Muhtarlarımız resmi makamlara gidip geliyor, derdini anlatmaya çalışıyor. Şu ana kadar hiçbir yetkili merci bize bir açıklama yapmadı” diye konuştu.