"Komisyon iktidarın noteri oldu"

MERSİN(İZ HABER) Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonunun (KESK) gerçekleştirdiği basın açıklamasında, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından ihraç edilen memurların uzayan yargı süreçleri ve mağduriyetleri dile getirildi. Özgür Çocuk Parkı`nda yapılan açıklama sırasında KESK üyeleri sık sık "İşimize geri döneceğiz", "KHK`lar gidecek biz kalacağız" diye sloganlar attı. Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, sivil darbe uygulamalarıyla OHAL döneminde bile askıya alınamayacak olan temel hak ve özgürlüklerin çiğnendiğini, darbe girişiminin her tür anti demokratik uygulamanın gerekçesi haline getirildiğini ve bunların başında da haksız ve hukuksuz ihraçların geldiğini söyledi. Resmi rakamlara göre 125 bin 678 kamu görevlisi ihraç edildiğini belirten  Sümbül, "Haksız, hukuksuz şekilde 4 bin 270`i OHAL KHK`leriyle, 431`i bu süreçteki Yüksek Disiplin Kurulu kararlarıyla ve 60`ı 375 sayılı KHK`nın geçici 35. Maddesi ile olmak üzere KESK`e bağlı sendikaların toplam 4 bin 761 üyesi ihraç edildi" dedi. 312 KİŞİDEN 10`U İŞE İADE EDİLMİŞ OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonunun hukuk karşısında suç işlediğini savunan Sümbül, komisyon kararlarına karşı özel olarak kurulan Ankara İdare Mahkemelerinin de dâhil olduğunu söyledi. Komisyonun ret ettiği dosyalara itirazların yapıldığı mahkemelerin bugüne kadar KESK`lilerin 312 dosyasını karara bağladığını söyleyen Sümbül, bu dosyalardan sadece 10`u için iade kararı verildiğini belirtti. "35. MADDE İLE OHAL DEVAM ETMEKTE" 7145 sayılı Kanun`un 26. maddesi ile 375 sayılı KHK`ye eklenen geçici 35. Madde eliyle ihraçların devam etiğini hatırlatan Sümbül, "Uzatılmış OHAL diye adlandırılan 35. Madde üzerinden her bakanlık bünyesinde bakanlık oluru ile bir komisyon kurulmakta, OHAL KHK`larında yapılan ihraçlarda olduğu gibi `mensubiyet`, `iltisak` ya da `irtibat` kavramları üzerinden yedi gün içinde savunma istenmekte, kısa sürede de önceden alındığı net olan ihraç kararları verilmektedir" diye konuştu. "CEZALANDIRMA POLİTİKASI" İktidarın muhaliflere karşı cezalandırma politikaları nedeniyle insanların yaşamlarını yitirdiğini, ağır hastalıklara yakalandığını, tedavi olanağı dahi bulamadıklarını ileri süren Sümbül şunları söyledi: "Yurtdışında tedavi görenler pasaport yasağı nedeniyle gidememiş, hastalıkları ilerlemiş, yaşamlarının geriye kalan kısmını yatağa bağımlı halde geçirenler olmuştur. İhraç edilenlerin çalıştırılmaması için işverenlerin el altından tehdit edilmeleri, ihraç edilenleri çalıştıran kurumlara zorluklar çıkarılması, SGK dökümünün altına `kamu hizmetinden çıkarılmıştır` ibaresinin yazılarak işe almak isteyenlerin uyarılması vb. baskılarla özel kurumlarda dahi çalışma haklarının ellerinden alınmak isteniyor. Pasaportlarına el konulması, eğitim haklarının gasp edilmesi, bankaların hesap dahi açtırmak istememesi, çalışma ruhsatlarının ve diplomalarının kısıtlanması, sigorta şirketlerinin ihraç edilenlere ödeme yapmaması gibi örneklere son aylarda göreve iade edilenlere dahi kimi kısıtlamaların getirilmesi eklenmiştir."